17 Mayıs 2010 Pazartesi


Diyorlar ya; “Türkiye Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını istemiyor” diye... İşte onu diyenler 24. dakikada Burak’ın golüyle çooooook sevindiler... Bol sevinçlerrrr...
E kolay mı Fenerbahçe almış başını gidiyor. Hıncal Uluç, “Spor medyası Fenerbahçeli” diyor ama bunu kasten söylüyor. Çünkü o da biliyor ki spor medyasında Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe düşmaları hakim. Papazın çayırından Kurtuluş Savaşı’na cephane taşımış bir millet basındaki kulislerle “tu kaka” gösterilmeye çalışılıyor. Soruyorum onlara; siz Fenerbahçe’yi mi yoksa Aziz Yıldırım’ı bahane ederek mi Fenerbahçe’yi sevmiyorsunuz?...
                                                                           Ercan Saatçi

Böyle bir insan, düzenli olarak fikirlerini ve görüşlerini paylaşıyor, üstelik spor müdürlüğüne kadar yükselip çılgın bir "komplo" sonucu direkten de dönmüş.

  Evet evet, Ercan Saatçi'yi yazmanın bir lüzumu yok, ben de biliyorum. Zaten esas olan o değil, bu sanrının Ercan Saatçi'nin diliyle medya zulmüne dönüşmesidir.Bir takım düşünün ki, adı rengi ne olursa olsun, son maçının son dakikasına kadar elinden geleni sahaya koymuş, ama bir türlü top kaleden içeri girmediği için şampiyonluğu kaybetmiş. Ve o top girse hiçbirşeyi sorgulamayacak bu zihniyet.

İşte bu 90 dakikanın sonundaki zihniyetin bayrak tutan adamıdır Ercan Saatçi. Nasıl oraya gelmiş binlerce taraftarımsı, stadı yakıp yıkmakta bir sakınca görmüyorsa,  Ercan da "papazın çayırından kurtuluş savaşına cephane taşımış millet" kalıbını kullanmakta hiçbir sakınca görmüyor. Ercan Saatçi'nin çok iyi bir "manipülatör" olmasından daha önemli bir durum var söz konusu cümlede: Kendisi bunu gerçekten samimi bir ifadeyle yazıyor aslında. Yani tartışılması gereken "keskin bir zekanın, kendi kitlesini manipülasyonlarla kontrol altına alması" falan değil, bilakis o zekadan zerre kırıntı barındırmaması.

 Çünkü zeki bir adam, aynı makale(!) içinde  "E kolay mı Fenerbahçe almış başını gidiyor" cümlesiyle, "Türkiye kupası, avrupa, lig, hepsi hikaye,yine hüsran, allahından bul Daum"  cümlesini bir arada kullanmazdı heralde. Ercan için tehlikeli olan, kendi söylediklerinin hepsine gerçekten inanıyor olması. Yarın antu.com "Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu Obama istemiyordu" diye bir haber yumurtlasa, buna da gerçekten aynı coşkuyla inanıp iştahla köşesine taşıyabilir Ercan Saatçi.

Türkiye ligindeki ciddi çarpıklığı lehine en iyi çeviren takımdı Fenerbahçe. Hem yönetimiyle, hem türkleşmiş hocasıyla, bunun içinden en iyi nasıl çıkılır biliyorlardı.  Nitekim gayet sallapati geçen bir sezonun son yüz metresine girerken, elde ettikleri başarı asla şike ya da hakem diye yorumlanamaz. Ama gerçek şu ki, futbolun diliyle de yorumlanamaz. Haftalarca "3 puanı almasını" bildiler diye yorumlanan takım dün bu "işbilir" aksiyonuyla değil, rakibi "eze eze" bunu başaramadıysa ve "ilahlar istemedi" deniyorsa bu işin futbolun diliyle açıklanamayacağı çok açık bir gerçek.



Tüm bu şartlarda ligin bütün sezonuna baktığımızda, en istikrarlı, en dengeli takımı Bursaspor, benim de "şampiyon olmaları çok zor" dediğim Bursaspor, yalnızca futbolun diliyle açıklanacak bir şekilde şampiyon oldu. Geçmiş yıllardaki muadilleri gibi bir grafik asla çizmedi. Bütün dönüm maçlarından puan çıkardı, baskıya teslim olmadı ve beni bu konuda da yanılttı. Fenerbahçe'yi deplasmanda yendi, Galatasaray'la kora kor oynayıp galip gelemese de yenilmeden çıktı, ve aradaki periodu da anlık coşku yüklemeleriyle değil, aklıyla yönetip yeterli puanları topladı. Tüm bunlara rağmen olamayacaktı şampiyon, ama oldu. İtiraf etmek gerekir ki, Galatasaray'ın  Denizli'den gelen haber sonrası yaşadığı şampiyonlukla uzaktan yakından bir ilgisi yoktu bu şampiyonluğun. İşte o sürprizdi, ama dün akşamki asla değildi.

Hani anons skandalı, bir galatasaraylı olarak ezeli rakibimize gülmek falan filan, hepsi geçer gider de, oturup uzun uzun yazmalıyız bunu, Ertuğrul Sağlam ve başarı öyküsünü de kaleme almalıyız. Şampiyon olmakla, son dakikaya kadar işi götürüp gönüllerin şampiyonu anadolu takımı kalmak arasında çok ciddi bir fark var. Bu farkı da "17 mayıs" gibi bir tarih çok net özetler heralde.

Çakar "futbolun adaleti yok"  diye buyurmuş.  Bir sezonun 90 dakikadan ibaret olduğunu sanan bu "yapıcı" Çakar zihniyetini , bundan böyle her konuda da bu şekilde vakur görmek isterim doğrusu.
www.tips-fb.com

1 izleyici sahaya girdi:

Adsız dedi ki...

Sevgili Ersel duygularıma tercüman olmuşsun. Tebrik ederim.

Yaşar Tekdemir

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi söylemekten çekinmeyin.

 

Copyright 2010 Kalender Libero.

Theme by WordpressCenter.com.
Blogger Template by Beta Templates.