27 Ağustos 2010 Cuma

Avrupa "Fatih"ine hazır olun minvalinde birşeyler karalamak istiyordum sezon başından beri, bir türlü toparlayamamıştım. Şimdi Pan'in "Yabancı" başlıklı yazısını okuyunca parçalar iyice yerli yerine oturdu, artık bu ihtimalin daha da güçlü olduğunu düşünüyorum. Klişelerle ifade edecek olursam, Galatasaray'da gördüğüm yönetim zaafiyeti, otorite boşluğu, takım içindeki sevgisizlik, vs. gibi herşey giderek "tam yetkilerle donatılmış(!)" bir sportif direktörün eksikliğini hissettirmeye başladı! Muhtemelen spor dünyasının bilirkişileri de bu konuya eğileceklerdir bu aralar. Şu anki ortam sanki birilerinin yolunu açacak gibi görünüyor. Ey büyük taraftar imparatorunuzun önünde eğilmeye hazır olun!


Bu konunun üzerinde daha fazla durmadan, Pan'in yazısına yorum niteliğinde devam edeyim. Mourinho ve Van Gaal'in nefretten, negatif enerjiden, sanal veya gerçek düşmanlar yaratmaktan beslenme yöntemleri Fatih Terim'inkilerle oldukça paralel. Ancak Pan'in de değindiği ve Rijkaard'ın da daha gelir gelmez "sizde herşeyden az az var, ama hiçbir şey tam değil" şeklinde ifade ettiği, Türkiye'nin ne batılı, ne doğulu olarak sınıflandıramayacağımız kendine has kültürü, FT'nin büyümesi için doğal bir habitat, adeta bir kültür ortamı. Ki zaten FT de uzaydan gelmiş falan değil, bu toprakların, bu suyun adamı, ve sanırım bu ülkenin tüm arada kalmışlıklarını genlerinde barındırdığından bir dönemin futbolcularını, yönetimini ve medyasını aynı anda başarıyla idare edebildi.


Amma ve lâkin Pan'in "yozlaşma" olarak ifade ettiği süreç FT'nin başarılı dönemi sonrasında inanılmaz bir hız kazandı. İtalya deneyimi hem kendisinin değiştiği, hem de bu süreçte daha önce kolayca yönetebildiği futbolcuların, basının palazlandığı, eski yöntemlerle idare edilemez hale geldiği bir dönem oldu.

2000 öncesi dönemde Van Gaal ve Mourinho da benzer yöntemleriyle pekala benzer başarılar yakayabilirlerdi kanımca, çünkü futbolcusundan, yöneticisine ve spor yorumcusuna kadar "hiç" olduğumuz düşüncesi o dönemde daha baskındı. Siz bir "hiç" olduğunuzu düşünürken sizden biri "kral" olursa ne olur? Herkes kral olabileceğini düşünmeye başlar, çünkü başarılı olanı çoktan kategorize etmiştir bu zihniyet: Neticesinde bir deri bir kemiktir, en azından Türk'tür ve senden benden farkı yoktur! Bu yüzden 2000 sonrasında hiçlikten krallığa büyük bir suni sıçrama yaşadı tüm beyinler, tıpkı sonradan görmelerin sahip olduklarını sindirememeleri gibi. Bu FT'nin kendisi için de geçerli olabilir.


Bu yüzden başarı keşke FT ile değil bir Van Gaal, bir Mourinho, veya x bir yabancı ile gelseymiş diye düşündüğüm çok oldu. O zaman bilgiye, teknolojiye, çalışmaya aç bir toplum olarak "hiç" olduğumuzu düşünmeye, batılıya hayran hayran bakmaya devam ederdik.

Tabi bunlar olmadı, yerine Pan'in ve Fazıl'ın tabirleriyle bir "kraliyet"/"rüya" düzeni kuruldu. Bu ortamda FT, Van Gaal Mourinho,Rijkaard, hepsi bir. Kimsenin göreli avantajını ortaya çıkaramayacağı bir "çabuk tüketim" düzeni mevcut. Böyle bir ortamda teknik direktör allame-i cihan olsa başarılı olamaz. Hal böyleyken sistemleri, transferleri, kısacası saha içini konuşmak anlamsızlaşıyor ve futbola olan sevgim de giderek başka liglere kayıyor.


Bu düzende medyanın değişeceğini ve teknik direktörler için "evrensel kıstaslarda" bir muhattaba dönüşeceğini düşünmüyorum, çünkü bu düzenden en çok beslenen onlar. Bizi buradan sıyıracak olan şey öncelikle her türlü sportif ürünün (kanallar, gazeteler, lisanslı ürünler, maç biletleri, vs.) alıcısı olan sporseverler. Talebin arz kalitesini belirleyebildiği bir ortamda idarecilik anlayışı da değişir, yazar/yorumcu bozuntuları da.


Velhasıl, Rijkaard giderek daha da yabancılaşıyor, ama bize değil kendine. Bize yabancıydı zaten, bir yıl sonunda şu aralar değişmekte olduğunu gördüğüm şeyse bu adamın saha kenarı ve basın toplantılarındaki tepkileri. Artık daha fevri, yönetimle olan uyuşmazlıklarını ifade etmekte daha açık, mutsuzluk ifadeleri daha net. Bu takımda savaş çoktan başlamış, fazla da uzun sürmez. Getirirken devrim diyenlerin bu konuda ne kadar kararlı olduklarının sınanacağı bir dönemde bile değiliz, kendinizi kandırmayın. Olan şu, Rijkaard ve ekibi göz göre göre gönderiliyor, hem de sadece kendilerine huzurlu(!) ve zengin(!) bir çalışma ortamı sunan yönetim tarafından değil! Bana kalırsa öğrencileri de imparatorun huzuruna çıkmayı bekliyor.


İki "yabancı", Skibbe ve Rijkaard... "Hocamızı çok seviyoruz" derlerken hal böyleyse, hafazanallah nefret falan etmesinler!

www.tips-fb.com

8 izleyici sahaya girdi:

fazıl dedi ki...

@Aslanlı Yol,Pan ve Siz "sahaya gircek oyuncuya şans tanımıyorsunuz.."

" - Avrupa Fatihine - hazırlanın.." İkinci bir rüya görmek amacıyla uyumaya çalışmak olur.Dün akşam birşeyler oldu .Bir gürültü-Patırtı,aniden uyanıverdik ve rüya bitti ...Gerçek acıtıyor diye şimdi birdaha rüyaya dalmak için "Uyku Hapı" mı alacağız ?

İki yanlış bir doğru etmez..Rijkaard geldiğinde de yabancıydı , şimdi de yabancı . Bizler bunu anca görüyorsak - işimize böyle geldiği - için , diye düşünüyorum . "Türkün Türkten başka dostu Yoktur" Yaklaşımı çok yanlış ve tehlikeli bir yaklaşımdır .Ayrıca sizin de böyle yaklaşmadığınızı biliyorum ..Ama yine de yazayım dedim . Bu ortam son derece medeni uygar ve daha da önemlisi "evrensel düşünen" ,tam tabiri ile bir "Think Tank"..
Şimdi bu yıl "Batıda" yokuz ve "Batılıyı" , belki de "Batılı Olmayan ama Batılıya görüntü olarak benzeyen" ile değiştirmeyi ... Düşünebiliyoruz (Sizi, kastetmiyorum )

Şark'da , yenilgi ve başarısızlıklar sonrası en belirgin reflex içeriden bölünerek , suçlu aramaktır . Şirketlerde ortaklıklar dağılır,Yönetimde çatırtılar ve istifalar,işe son vermeler vs...Batıda "öz eleştiri" yapılır ve hatalar-günahlar masanın üzerine konarak yeni ve orta-uzun vadeli planlamalara gidilir .

Bakın : Bu hasletimizi bilen tüm büyük şirketlerimiz kendilerine "Yabancı" danışman şirketleri tutmuş ve onlarla çalışmaktadır..Koç,Sabancı,Eczacıbaşı,Transtürk,Şahenk Grubu...vs

FIFA ve UEFA'nın planlamaları ile bu sektör çok büyük rakamlara yükseldi . Sektörün oyuncuları da öyle ..Küçük bir sandal ile koça bir gemiyi yönetmek aynı şey değil . Hele artık "Uçak gemisi" ebatlarına gelmişsek,birileri Uçak Gemisi olmuşsa !

"Topun Çizgiyi Geçmesi" kokain , morfin gibi bizleri uyuttu . Yöneticileri de uyuttu . FB , GS , BJK , Bursa , Trabzon vs..Fark gözetmeden böyle düşünüyorum . Birileri o rüyada kendini " İmp." - "Kral" falan sandı ..

"... Klişelerle ifade edecek olursam, Galatasaray'da gördüğüm yönetim zaafiyeti, otorite boşluğu, takım içindeki sevgisizlik
..."

Bence bunlar durum tesbiti ve doğru durum tesbiti ama yine -Klişe Olacak- kanseri , "Kangreni" aspirin ile tedavi edemezsiniz , Tankerin yönetimini yat kaptanına veremezsiniz (Rijkaard'ı kasdetmiyorum).

"Çok konuştun da ne demek istiyorsun , sadede gel" derseniz ; Şu anda dibe vurmuş durumdayız.Muhtemel Eskişehir mağlubiyeti ile daha da ..Bu durumda külübün esas sahipleri olan kongre üyelerinin batılı gibi davranarak "Orta ve Uzun vadeli" bir ciddi ve kalıcı planlamanın yapılmasını devreye sokmaları lazım . Kavgasız - gürültüsüz .

Çok basit bir kural vardır ( Can Bartu bunu değişik şekilde dile getirmişti: İyi futbol kaliteli futbolcu ile oynaır" diye) yani farkında Olarak-Olmayarak şunu diyor,Herşeyin kaynağı "İnsan".

Nitelikli ve donanımlı,beynini geliştirmiş insan faktörünün devreye girmesi ile , belki rüyadan sonra,uykudan uyandıktan sonra da kendimizi "Kral" olarak görebiliriz.Bunu seyici-Taraftar-Medya-TDirektör ve Oyuncu da yapamayacağına göre ; En yüksek organ olarak kongre üyeleri yapacak ..

Bu arada çok önemli bir faktör daha var tabii...

Roma İmp.'da halk arenada (aç,sefil ama kalabalık..) İmp veya Senatonun geleceğini tayin ederdi.Onlar da bundan korktukları için , daima o kalabalığı dikkate almışlardır.Fransız İhtilalide sokak ve meydanlardan başlamıştır.(Bu yüzden monarşilerde şehir mimarisi planlanırken meydan yapmazlardı,sevmezlerdi..)

Bilinçli ve gaza gelmeyen GS "Arenasının" tutumu burada önem kazanıyor.TT Arenada daha da fazla ses çıkacak...Bu da çok önemli.FB için de geçerli...Bizim için de .Kongre bunu mutlaka dikkate alacaktır.

AslanlıYol dedi ki...

@ fazıl

Yeniden gündeme getirilebilecek bir FT figürünü, tam da sözünü ettiğiniz cinsten bir "uyku hapı" olarak niteliyorum. Ve taraftarın şu dönemde yapılacak iki-üç göz boyama trasferi bir kenara, böyle bir uyku hapına karşı hazır bir tepki geliştirmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Ortamı ne kadar müsait hale getirirlere getirsinler, FT ne kadar bizim son çaremizmiş gibi yansıtılırsa yansıtılsın -ki böyle olacağına eminim- taraftarın böyle bir girişimi engellemesi şart. Dediğiniz gibi bu ancak mevcut sorunların ertlenmesi anlamına gelir.

Bu noktada "talebin arz kalitesini belirleyebilmesi gerekir" derken kastettiğim güruh Arena'nın hem içindeki, hem dışındaki "halk" idi. Umarım taraftar aynı yolun yolcusu olmak yerine, bir kez olsun yönetimi/yönetimi seçenleri iyiye, doğruya yönlendirmeyi başarır.

fazıl dedi ki...

@ Aslanlı Yol,

Evet..Evet tamamen bu.

İş zannetiğimden de ciddi imiş.Bilmiyordum.Ben görüş ve düşünce yazısı yazmaya çalıştım ama diğer Blog'lara bakınca :

Boyutlar "Bizans Oyunları" ebatlarında...Hasan Şaş acıkca da dile getirmiş yazısında..O içeriyi bilebilir.?

Son derece akılcı ve ".. aynı yolun yolcusu olmak yerine, bir kez olsun yönetimi/yönetimi seçenleri iyiye.." yönlendirmek lazım .

Pan Monroe dedi ki...

@Aslanlıyol,

dostum sabahtan beri bişeyler karalıycam, yorum yapacam. sinirden elim gitmiyo :) bu geceyi bi atlatayım da hayırlısıyla. Hem akşam Inter-Atletico maçı var,oh mis!

AslanlıYol dedi ki...

@Pan

hayırdır nedir bu kadar sinirlendiren? :)

Inter-Atletico maçını unuttum iyi mi!!!

AslanlıYol dedi ki...

Birşeyi daha açıklığa kavuşturup rahatlayım:

"Klişelerle ifade edecek olursam, Galatasaray'da gördüğüm yönetim zaafiyeti, otorite boşluğu, takım içindeki sevgisizlik, vs. gibi herşey giderek "tam yetkilerle donatılmış(!)" bir sportif direktörün eksikliğini hissettirmeye başladı!"

Buradaki durum tespitini kendi ifadelerimle değil, medyada yer almasını beklediğim olası cümlelerle yaptım. Hazırlıklı olmamız gereken şey daha net olsun istedim. Artık yemeyelim şunları be!

fazıl dedi ki...

@Pan ve Aslanlı yol..

Bakın korktuklarınız,öngördükleriniz ; Yazdıklarınızın mürekkebi daha kurumadan bir-bir gerçekleşmeye başladı bile...

Mehmet Ağar,Milliyet,Hürriyet ...

AslanlıYol dedi ki...

Teşekkürler, bu konuyu anasayfaya taşıyalım.

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi söylemekten çekinmeyin.

 

Copyright 2010 Kalender Libero.

Theme by WordpressCenter.com.
Blogger Template by Beta Templates.