Nicedir beklerim şu golü bu topraklar üzerinde. Selçuk'un Cuma akşamı Manisa çerçevesinin 'tozunu aldığı' andan bahsediyorum.
Futbolda bitiriciliğin zirve noktası, ayağın üst-iç diye tabir ettiğimiz akıllara zarar noktasıdır benim nazarımda. Biz milletçe ayağımızın iç kısmını, genellikle vücudumuzu poz verircesine yatırdığımız fiyakalı "plaseler" için kullanırız.(ki bunu Henry gibi bilekten yapmaya çalışıp da telef olanların ulaştığı rakam belirsiz)Mamafih, Kalçadan teptiğimiz toplarda kullandığımız bölge üst ve ya dıştır. Ha bir de yediden yetmişe yurdum insanında seken topa vurma arzusu vardır ki, onun tarifi yapılmaz.
Ayağın bu bölgesi öylesine mümtazdır ki, ehline kullandırdığınız zaman kesinlikle size futbol orgazmı yaşatma garantisi vardır. Bu vuruşu karakteristik şekilde kullanan oyunculardan Alan Shearer, Paul Scholes, Alen Boksic ve günümüzden Drogba örnekleri aynı zamanda şuna da işarettir; Topa bu şekilde hükmetmeyi ve kontrollü-sert vurmayı öğrendiğinizde her koşulda kusursuz bir vuruş tekniğine sahip olabiliyorsunuz ve bu da ayağınızın her bölgesiyle, hareketli ya da ayağınızdaki topa vuruş hakimiyeti doğuruyor.
Tekniğin söz konusu zorluğu da malum. Yerden hızlı gelen topa,özellikle yay civarı ve dışında ayak içiyle vurursanız topu uçurtmalara yollama ihtimaliniz oldukça yüksek ( yumuşak kesmeler hariç tabi) Bu anlamda Selçuk'un golünde muazzam bir teknik var, 8 numaralardan beklenen işler bunlar.Ayrıca bundan sonra her hafta bir pozisyonu alıp, 'bireye ve topa dair' bir hikayeyi, lisanım döndüğünce anlatmayı planlıyorum. Sanırım futbol bloglarında en çok ertelenen de bu.
Diyeceksiniz ki; başlıktaki diğer isme yer vermeyecek misin? Meraklısı ne demek istediğimi anlamıştır diyorum, hayırlı pazartesiler diliyorum.
0 izleyici sahaya girdi:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi söylemekten çekinmeyin.