Adnan Polat yönetimi bir kurumun gelebileceği en dip noktayı göstermiştir. Galatasaray camiası Cumartesi günkünden daha fazla aşağılanamaz. Serbest düşüşteydik, dibe vurduk sonunda.
Büyük camiaların büyük destekçileri olur. Bu taraftarın kudretinden hiçbir zaman kuşku duymadım. Gün gelecek, tribünler milyonları temsil ettiğini zanneden sözde bağımsız taraftar grubunun hegemonyasından çıkacak, özgürlüğüne kavuşacak. Bu uğurda kulübün gerçek sahiplerinin fedakarlık yapması, yaralı kalbine taş basıp biz yokuz artık demesi gerekiyordu, yapmışlar. Parçalı, Sultans, Karşı ve Hell grupları fesih kararı almış, artık yoklar. Eminim zor gelecektir adanmış hayatlar için, sokakta top oynayan çocukları hasta penceresinden izler gibi özleyeceklerdir sarı kırmızıyı. Ben eminim ki bugün bırakanlar o tribünlerin gerçek sahipleridir. Galatasaray'ı hesapsız, kitapsız, karşılıksız sevenlerdir. Kaçmamışlardır, armaya olan aşkları bugün gitmeyi gerektirmiştir o kadar. Güzel yarınlarda yeniden tırmanacaklardır Aslantepe'ye büyük bir coşkuyla, tıpkı Hababam sınıfının merdivenlerden koşarak inişi gibi.
Galatasaray, kulübün gerçek sahibi büyük taraftarıyla zümrüdüanka gibi doğacaktır yeniden küllerinden.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
3 izleyici sahaya girdi:
Dibe vurduk eni sonu, bende herzaman düsüsdeyiz diyordum, belki halen öyleyliz. Ama kalkmayida biliriz. Her düsüsten sonra yeniden dogulur, ve daha güclü oluruz. Taraftar guruplari fesh edildi, belki yeni hani "Tek yumruk" adiyla birlesirler, büyürler, belli olmaz bu isler. Önemli olan taraftar olarak Galatasarayimiza sahip cikmak.
Galatasaray ve Galatasaray taraftarının büyüklüğünü başta Adnan Polat ve ekibi olmak üzere hazmedemeyenler,önce UEFA Kupası,ardından SÜPER Kupa'yla yaptığımız devrimde boğulmaya mahkumdur.
Önemli olan hangi hareketin kulüp menfaatlerine olduğunu iyi tahlil edebilmek. Katılmayanlar olabilir ama ben bu aşamada stada gitmeme tercihinin düzgün ve yerinde bir protesto olacağını düşünüyorum. Ortada bariz bir temsil problemi olduğunu düşünüyorum. Bugünün ultrAslan'ı Galatasaray taraftarının çoğunluğunu temsil etmekten çok uzak. Bu takımın bilinçli, doğru yöne düzeyli bir şekilde tepki göstermeyi bilen bir taraftarı var, buna inanıyorum. Yeter ki tribünler "çoğunluk" olarak gördüğüm bu temiz taraftara emanet edilsin. Sonuç alınıncaya kadar maçlara gitmemek düzgün, düzeyli bir tepkidir ve "çoğunluk" bu fikri benimsediğinde Aslantepe'de en fazla 3000 kişiye maç oynanır. Takdir edersiniz ki bu, sürdürülebilir bir durum olmayacaktır. Böyle bir tablonun müsebbipleri kulüp içindeki kontrol mekanizmalarınca mutlaka cezalandırılacak ve hem tribünlerin hem kulüp kimliğinin eski günlere dönüşünün yolu açılacaktır. Son yaşananları bu sürecin başlangıcı olarak görüyorum.
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi söylemekten çekinmeyin.