30 Ağustos 2010 Pazartesi


Bu çocukta bir ışık var, başka bir ışık. Yaklaşık  5 yıldır öyle veya böyle takımın içinde olan ve yer bulamamış bir oyuncu için "ışık var"  terimini kullanmak komik, bu da doğru. Fakat Aydın Yılmaz tüm bu basiretsiz kariyerine rağmen , benim için hala "özel" oyuncu sınıfında.

Bazı oyuncular için futbolun oyun hikayesi sona erip "iş" serüveni başladığında, bu iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor.  Buna en büyük örneklerden biri de kuşkusuz Sebastian Deisler'dir benim için. Varolan yeteneğini bir türlü mesleki bir araca dönüştüremedi Deisler, sonunda yenik düştü ve 27 yaşında futbolu bıraktı.  Bugün Aydın'ın bütün bu basiretsizliği ve umursamaz gözüken halinin ardında ben bunu görüyorum. Aydın diğer futbolculardan başka bir yerde ve bu durum onun sahada oyuna adapte olmasını oldukça güçleştiriyor.

Aydın'ın sahada veremedikleri, ve taraftarın ona olan tepkisi ortada, haksız da değil. Fakat Rijkaard da bu çocuktan bir şekilde vazgeçmiyor. Belki istediği bazı şeyleri oturtabilseydi, Aydın'ın o düzen içinde olası bir yükselişini keyifle izleyebilirdik. Ve lakin şimdilik tek görebildiğimiz, kısır kadronun içinde, Konya'nın karlı zemininden beri Aydın'dan beklenen patlamanın kırıntılarını izlemek için sahaya sürülmesi. Kısmet..
www.tips-fb.com

5 izleyici sahaya girdi:

L dedi ki...

ben de seninle aynı yerden bakıyorum ve bu sayede gs taraftarı arkadaşlarımla bol bol kavga ediyorum :) hala umudumu koruyorum ben aydın konusunda, ama bakalım sonuç ne olacak. ibne hala 22 yaşında.

Pan Monroe dedi ki...

@Enjoy the Lappap

Aydın'ın varolan şartlarda o çıkışı yapamayacak olması daha kuvvetli bir ihtimal, zor gözüküyo zaten. Ama ben de hala o umudu taşıyorum, seviyorum keratayı :)

AslanlıYol dedi ki...

Aydın için çoklukla "ne kansız adam" desem de umudum bir türlü tükenmiyor. 87-88 neslinden beklentim çok büyüktü ve hayalim sol kanadı Ferhat-Arda, sağ kanadı Uğur-Aydın olan bir Galatasaray'dı hep.

Aydın'da en çok şaşırdığım şey Konya maçından bugüne futbol zihniyetindeki belirgin değişim. 2006'da Aydın'ı takımın geri kalanından ayıran en temel özellikler kafasını sürekli yukarıda tutması ve pas tercihlerinin hep doğru olmasıydı. Bir kanat oyuncusuna evrildiği bugünlerde olduğu gibi bir sürati veya fuleleri yoktu (belki de ben hatırlamıyorum). Şu an onu doğru pas/kat tercihlerine götürecek oyun bilgisi yerine süratine güvenen bir profil çiziyor. Topu aldığı anda aklına ilk gelen şeyin topla rakibinin üzerine üzerine gitmesi bunu gösteriyor bence. Oysa ki Arda'yı da özel kılan şey dar alanda top saklama, adam eksiltme becerilerinden ziyade --belki de Abdullah Avcı'nın da katkılarıyla-- oyun bilgisinin takım ortalamasının üzerinde oluşu. Aydın da aynı ekolün oyuncusu gibi gelirdi bana zamanında, şimdiyse kanatta topu alıp Figo misali aracını rakibin üzerine süren kontrolsüz bir oyuncu izlenimi veriyor.

Öte taraftan Rijkaard sisteminin oturduğu bir takımda gelişiminin hızlanacağını düşünüyorum ben de. İki yıl önce Adnan Polat en büyük transferin Aydın olduğunu söylüyordu ve ben buna yürekten inanıyordum, hala da umudum var.

Burak Eken dedi ki...

Ben de umudumu uzun süre korudum. Ama geçen sezonun ilk yarısında, bulduğu birçok şansı harcayarak, hem kendini, hem umudumu bitirdi.

L dedi ki...

hatırlar çoğu gs taraftarı. 06-07 (yani son cl sezonumuz) cl gruplarında psv maçı vardı, içerde oynadığımız. o maça solda arda, sağda aydınla çıkmıştık. iyi de oynamıştı ikisi ama 0-0 bimişti maç. o maç ve sonrasında ne hayaller kurmuştuk. biri oldu ama diğerini hala bekliyoruz.

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi söylemekten çekinmeyin.

 

Copyright 2010 Kalender Libero.

Theme by WordpressCenter.com.
Blogger Template by Beta Templates.