Şu tablo uzun bir zamandan beri var Beşiktaş'ta. Delgado, Nobre, şimdi de Bobo kaptanlık pazubandıyla sahaya çıkıyor. Beşiktaş yönetimi adına çok şey eleştirilebilir ve lakin Sergen'li Sertan'lı "papaz" dönemlerinden beri ortadan kaldırılan en önemli şey bu beşiktaşta: "yerli yabancı ayrımı"
Beşiktaş'ın ciddi bir kimyası var ve takım iyi de gitse kötü de gitse bunu bir bütün olarak omuzlamasında çok büyük rol oynuyor bu durum. Bobo'nun ne kadar iyi bir kaptan olabileceği tartışılır, ve fakat burdaki esas mesele ona yüklenen sorumluluk ve takıma aidiyet hissiyatıdır. Bugün Quaresma golden sonra malzemeci Süreyya'ya koşuyorsa, bundaki temel neden de bu.
İşte asrın hatası |
Galatasaray en son Lincoln'e kaptanlık verdiğinde ortaya çıkan tabloyu hatırlarsak, bu daha da gıpta ettiriyor bize arkadaş. Bugün sahada hiç alternatif kalmasa bile o pazubandının Kewell'ın ya da Neill'in koluna takılmaması, gidip Servet'e ya da Aykut'a iliştirilmesi, nasıl saçma bir hiyerarşi ve bakış açısı olduğunun belgesidir. Galatasaray yabancı futbolcularına "sezonluk işçi" muamelesi yapıyor. Hatta bazıları için bu etiket daha ağır. Onlar için yabancı futbolcular, bu ülkeye kan emmeye gelmiş, sadece parayı düşünen vampirler ordusu.. Kendileri deri atölyesinde çalışıp, galatasarayda hayrına oynadıkları için, bu adamların aldıkları paralarla bozmuşlar akıllarını. Üstelik her türlü koşulda, her türlü oyuncusu için, uzunca bir süredir böyledir bu hikaye. Hep de "Hagi gibi Popescu gibi yabancılar gelecekse gelsin" teranesi vardır. Bu cümlenin altında gizli anlam da şudur aslında: "Ulan bu şerefsizler de ne oynadılar, arıyoruz tarıyoruz bok atacak birşey bulamıyoruz.."
Bana kimse, neden birgün bile o kaptanlık bandını Hagi'nin kolunda görmediğimizin mantıklı bir izahını yapamaz zira..
0 izleyici sahaya girdi:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi söylemekten çekinmeyin.