İşinin hakkını verenler

resimdeki dörtlü de dağıldı

 Türkiye'de müzikseverlik tuhaf bir olay. Çok sevildiği doğru ama "nasıl" sevildiği ile ilgili soru işaretleri var.
Athena'yla tanışmam kurulmalarıyla aynı tarihlerdir. Rock müziğin "politik" ekseninde daha çok durduğumuz, o ergenlik yılları. Ve Athena bu 20 sene boyunca var. Uzun yıllar giden kemik kadrosu dağılsa da, esas adam Özoğuz biraderler çizgilerini hep bir adım öteye taşıyarak ilerledi.



Özellikle 2000 den sonraki bilişim patlamasıyla sayısız grup kuruldu. Zamanında güç bela kasetlere çekip takip ettiğimiz bir müziği, ülkemizdeki popüler arenada da görmeye başladık. Hatta türün türlerine bile ayrılıp en manchester sound'ları bize sunan yerli gruplar bile hasıl oldu.Ama Athena benim gözümde dünyadaki en "underrated" gruplardan biri olarak varolacak hep. İddia ediyorum ki, şu an kendi yaptıkları türde uluslararası anlamda en iyidir Athena. Bu müziği bu kadar yaratıcı bir forma sokabilen ikinci bir grup ya da müzisyen yok hali hazırda. Kötü sözler yazıyorlarmış, kimin umrunda? Ki ben tam anlamıyla kötü olduğunu da düşünmüyorum hiç, üstelik oldukça eğlenceli.  Athena bu sözde "alternatif" arenadaki bütün arabesk tabanlı kötü müzisyenlerine inat, aynı sıkı müziği, aynı yeteneğini, ve her albümde üstüne koyarak sürdürüyor.Türkiye'de böyle progresif ilerleyen, olgunluk döneminin de hakkını verip yaptığı işi gerçekten çok seven başka bir oluşum da aklıma gelmiyor. İşinin hakkını vermek de bu olsa gerek.  "PİS" albümü mutlaka alınıp dinlenmeli.